Asker üniforması, Aziz George Kurdelesi ve Ankara’daki 9 Mayıs Zafer Günü kutlaması

0
6488

Nazi Almanya’sının 8 Mayıs 1945’de, Berlin’e giren Kızıl Ordu karşısında teslim anlaşmasını imzalaması, yaklaşık 28 milyon insanın yaşamına mal olan İkinci Dünya Savaşı’nı sona erdirdi. Bundan sonra, Sovyetler Birliği’nde 9 Mayıs günü Zafer Günü olarak kutlanmaya başlandı. Günümüzde, 9 Mayıs Zafer Günü, Rusya’nın en önemli ulusal sembollerinden biri haline gelmiştir. Bu nedenle, Rusya dışında  yaşayan Ruslar da çeşitli etkinliklerle bu günü kutlamaktadır. Beni bu yazıyı yazmaya sevk eden şey de, bu sene Ankara’da gerçekleştirilen Zafer Günü kutlamasında şahit olduğum bir takım şeylerdir.

Ankara’da gerçekleştirilen Zafer Günü kutlamasında, bazı tuhaf sahneler yaşandı. Kentimizde yaşayan Ruslar ve bazı kurumlarda Rusça dersleri alan Türkleri buluşturan bu kutlamada birkaç Rus ve Türk, İkinci Dünya Savaşı sırasında Rus askerlerinin giydiği üniformaların benzerlerini giymişti. Kutlamada yer alan kişilerin hepsinin göğsünde turuncu-siyah Aziz George Kurdelesi vardı.

İlkokul müsamerelerini anımsatan çocuksu bir teatrallik yaratan üniforma mevzusu beni ilk başta gülümsetmiş olsa da, üzerinde düşündükçe meselenin pek de keyifli olmayan yerlere uzandığını fark ettim. Beni, dilim döndüğünce, ciddi bir siyasi meselenin hem göstergesi hem de yansıması olduğunu düşündüğüm asker üniforması ve Aziz George Kurdelesi etrafında birkaç söz etmeye iten şey de bu oldu.

Meseleye, girizgah mahiyetinde, Aziz George Kurdelesi’nin nereden çıktığına değinerek devam edelim ve hemen sonrasında bunun günümüzde neyi sembolize ettiğne, ne anlama geldiğine bakalım. Bu amaçla ve Amerika’yı yeniden keşfetmemek için, Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği’nin Facebook sayfasındaki açıklamadan faydalanabiliriz. “Yahu, elin Ukrayna Büyükelçiliği’ne mi güveneceğiz? Rusya, adamların ülkesinin içine etmiş. Rusya’nın ulusal sembolü haline gelmiş bir şeyle ilgili ne kadar objektif olabilirler” demeyin. Burada, kapı gibi tarih, siyaset doktoralı kişiler çalışıyor. Adamlar, çatır çatır Türkçe konuşuyor. Anlayacağınız, esaslı bir kadro. Ayrıca, çeşitli kaynaklardan da bu Facebook sayfasında anlatılanların doğru olduğunu teyit etmek mümkün.

Aziz George Kurdelesi’ne dönecek olursak, bu Rusya’da yaygın olarak tanınan askeri-tarihi semboldür. II. Katerina ile birlikte Çarlık Rusya’sının yüksek askeri ödüllerinin süslemesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1917 Devrimi’nden sonra, Bolşeviklere karşı savaşan Monarşist Beyazlar bu sembolü benimsemişlerdir. II. Dünya Savaşı’na gelindiğinde ise Aziz George Kurdelesi, Stalin-Bolşevik rejimine karşı Vlasov önderliğinde mücadele eden faşist Rus Kurtuluş Ordusu tarafından kullanılmıştır. Yani, bu dönemde Aziz George Kurdelesi, faşistlerin üniformalarını süslemiştir. Bundan da anlaşılabileceği gibi, Aziz George Kurdelesi’nin, İkinci Dünya Savaşı’ndan galip çıkan Kızıl Ordu ile bir ilgisi yoktur. Buna rağmen, ne hikmetse, ki Stalin’in hikmetinden sual olunmaz, olunursa da işin içinden çıkılamaz, savaş sonrasında Aziz George Kurdelesi devlet nişanı olmuştur.

Foto: fakeoff.org

Her toplumun, ulusun ve dahi futbol takımının tarihinde bir takım anormallikler mevcuttur. Eh işte, Sovyetler Birliği’nin tarihinde de, diğer çok daha tuhaf şeylerin yanında, böyle bir tuhaflık da mevcut. Neyse, meselemiz bu değil. Meselemiz, Aziz George Kurdelesi’nin günümüzde ne anlama geldiği, neyi sembolize ettiği. Sizleri merakta bırakmamak için, bu sorunun cevabını verdikten sonra sözüme devam edeyim.

Günümüzde Aziz George Kurdelesi, Gürcistan’ın bir kısmını, Ukrayna’nın doğusunu ve Kırım’ı işgal eden Putin Rusya’sının yeniden tedavüle soktuğu bir ulusal semboldür. Aziz George Kurdelesi, bugün Putin’in işgalci Rusyası’nın bir sembolüdür. Putin Rusyası’nın yayılmacı emellerini ifade etmektedir.

Kimileri, “yahu olur mu öyle şey, Aziz George Kurdelesi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra faşizme karşı zaferin sembolü olmuş” diyebilir. Bu, bir yere kadar haklı bir itiraz olabilir. Ancak, şunu unutmamak gerekir ki, diğer şeyler gibi, semboller de değişen bağlam içerisinde farklı anlamlar kazanırlar. Zaten, Aziz George Kurdelesi ile ilgili asıl meselede bu, yani, geçmişten farklı olarak bugün Aziz George Kurdelesi’nin nasıl bir anlam taşıdığıdır.

Aziz George Kurdelesi, takriben 2000’li yılların ortalarından itibaren (kimileri daha spesifik olarak 2005 yılını işaret etmektedir) Rusya’da yeniden tedavüle sokulmuştur. Aziz George Kurdelesi’nin yeniden tedavüle sokulduğu bu yıllardaki bağlama değinmek, bu sembolün değişen bağlam içinde farklılaşan anlamının daha iyi anlaşılması için faydalı olacaktır.

1999-2004 yılları arasında Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Letonya, Litvanya, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovakya ve Slovenya NATO’ya üye oldu. 2004-2007 yıllarında Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Litvanya, Letonya, Polonya, Romanya, Slovakya ve Slovenya AB’ye üye oldular. 2003’te Gürcistan’da Gül Devrimi, 2004’te Ukrayna’daki Turuncu Devrim, 2005’te Kırgızistan’da Lale Devrimi yaşandı. Tüm bunlar, Rusya’nın özel olarak NATO, daha genel anlamda ise “Batı tehdidine” ilişkin tehdit algısının yoğunlaşmasına neden oldu. Bir yandan da, iktidardaki elit bu tehdit algısını sürekli işleyerek, iç siyasette muhalefeti yok ederek iktidarını güçlendirmek için bir araç olarak kullandı.

Foto: politicalhotwire.com

Yine bu bağlamda, 2000’de iktidara gelen Putin, Rusya’nın post-Sovyet yeniden-entegrasyon politikasını kurgulayıp, fiiliyata geçirmeye başladı. Bu politikanın en çarpıcı yansımalarından biri 2008’deki Gürcistan işgaliyken, bir diğeri 2014’teki Kırım işgali ve sonrasında Ukrayna’nın doğusunda Rusya’nın desteklediği ayrılıkçı terördür. Günümüzde post-sovyet yeniden-entegrasyon, “Batı tehdidine” karşı, Rusya’nın en temel dış politika hedefidir. Çakma Rasputin Alexander Dugin gibi, Putin Rusya’sında öne çıkan acayip, dahası tehlikeli kişilerin “Yeni Avrasyacılık” olarak tanıtıp propagandasını yaptığı Rus dış politikası işte tam da budur.

Aziz George Kurdelesi, 2000’li yıllarda, işte bu bağlamda, Putin ekibi tarafından yeniden piyasaya sürülmüştür.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken önemli bir soru, neden başka bir şeyin değil de Çarlık Rusyası’nda ortaya çıkmış olan Aziz George Kurdelesi’nin çok önemli bir ulusal sembol olarak kullanılmaya başlandığıdır. Kuşkusuz, turuncu-siyah birbirine yakışan renkler; kurdelenin estetiğine söyleyecek pek fazla söz yok. Ancak, Putin ve ekibinin kaygısının estetik olmadığını düşünmek içinde dahi olmaya gerek yok.

Pek çok kişi hem fikirdir ki, Dünya’daki en iyi satranç oyuncuları Ruslar ve İsraillilerdir. Satranç oyunu ise, bir sonraki hamlenin ötesinde, daha sonraki hamleleri hesap etmek gerektiren bir oyundur. Belki de bu yüzden, bizden pek de iyi satranç oyuncuları çıkmaz! Her neyse, konumuz bu değil…

Foto: Al Jazeera

Şunu söylemeye çalışıyorum: Esas olarak, 2000’li yıllarda, yukarıda bahsettiğim bağlamda Rus İmparatorluğu’nu çağrıştıran Aziz George Kurdelesi’nin yeniden tedavüle sokulması rastgele bir olay değildir. Aksine, çok bilinçli bir tercihtir. Günümüz Rusya’sının “Yeni Avrasyacılık” adıyla yürüttüğü yayılmacı emperyalist “yeni imparatorluk” projesinin bir simgesidir. Bu projenin esas niteliğini, yani “Yeni Rus İmparatorluğu” hedefini, göstermektedir.

Bilkent Üniversitesi’nde düzenlenen kültür festivalindeki Rusya standı

Yazımızın başında bahsettiğimiz Ankara’daki Zafer Günü kutlamasına geri dönersek, bu kutlamaya katılan bazı Rus ve Türklerin asker üniformaları giymiş olmalarının da, bahsettiğim bu konuyla ilgili olarak ayrıca önemli olduğunu düşünüyorum. Bu teatralliğin altında ciddi bir endoktrinasyon çabasının olduğunu görmek gerekiyor. Zafer Günü kutlamasında alttan alta pompalanan bu militarist havanın tesadüfi olmadığı, sistematik bir endoktrinasyon çabasının bir parçası olduğunu düşünmek, abartı değildir. Örneğin, 23 Nisan’da Bilkent Üniversitesi’nde düzenlenen öğrenci kültür festivalinde açılan Rusya standında da Aziz George Kurdelelerinin yanında, festivalin ruhu ve içeriğiyle uyuşmayan bir takım militarist öğeler mevcuttu.

Tüm bu söylediklerimi toparlamam ve bir sonuca varmam gerekirse, Putin Rusyası’nın, “Yeni Avrasyacı” emperyalizmini hayata geçirebilmek için her türlü aracın yanında, ideolojik araçları da kullanıma soktuğu anlaşılmaktadır. Rusya’nın bunu, gözümüzün önünde yapmaktan çekinmediği de görülmektedir.