Ukrayna dil politikaları Ankara’da ele alındı

0
1991

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği ve Başkent Üniversitesinin iş birliği ile, “Dil Politikaları & Dil Çatışmaları: Sovyet Döneminden Bağımsız Ukrayna’ya” konulu panel düzenlendi.

Başkent Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süer Eker’in sunumuyla gerçekleşen panelin katılımcıları arasında; Ukrayna Ankara Büyükelçiliği Eğitim ve Bölgesel İşbirliği Ataşesi Anna Şmık (Shmyk), Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aydıngün, Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Ankara Ukrayna Derneği Başkanı Yuliya Biletska, Gagavuz Türkü akademisyen Doç. Dr. Tudora Arnaut ve İstanbul Üniversitesi Slav Dilleri ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mariana Barçuk-Halık yer aldı.

Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal da, programa kısa bir süreliğine katılarak, panel katılımcılarına başarılar diledi.

Programın açılış konuşması, Ukrayna Ankara Büyükelçiliği Siyasi İlişkiler Müsteşarı Olga Bohonska tarafından yapıldı.

Bohonska, Ukrayna’nın tarih boyunca birçok imparatorluğun çapraz yolunda olduğunu bu farklı devletlerin Ukrayna’nın dilini yok etmeye çalıştığını bunun şimdilerde de devam ettiğini kaydetti.

Atatürk’ün dil üzerine görüşlerinden örnekler

Ukrayna Büyükelçiliği Eğitim, Bölgesel İşbirliği Ataşesi Anna Şmık (Shmyk), ise program kapsamındaki konuyla ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Rusya’nın uyguladığı baskıcı dil politikalarına değinen Şmık, Atatürk’ün Türk Dili üzerine veciz sözlerinden örnekler verdi.

“Ukreince” en zengin Slav dillerinden biri

Gagauz Türkü akademisyen Doç.Dr. Arnaut Tudora, Ukrayna’nın eski Sovyetler Birliği döneminde 15 devlet arasından ilk bağımsızlığını ilan eden ülke olduğunu ve bunun çok önemli olduğunu, bunun ancak geçmişle, zengin kültürle mümkün olabileceğini vurguladı. Ukreince öğrenmeyi düşününlere tavsiyelerde bulunan Tudora, Ukreince’nin en zengin Slav dillerinden biri olduğunu, önce Rusça öğrenip daha sonra Ukreince öğrenmenin yanıltıcı ve güçlükler getireceğine dikkat çekti.

Biletska: “Ukraynaca” tabiri kullanılmalı

Ukrayna Ankara Derneği Başkanı Dr. Öğr.Üyesi Yuliya Biletska, Şmık ve Tudora’nın fikir birliğinin aksine ”Ukraince” ve ”Ukraynaca” ayrımında ”Ukraynaca” tabirinin kullanılması gerektiği görüşünü savundu.

Yuliya Biletska, Ukrayna’nın bir devlet olması ve kendi topraklarında olmasına rağmen, Rusya’nın propanganda ve dil konusundaki baskılara karşı durmak zorunda kalmasının çok garip ve dikkat çekici olduğunu kaydetti.

Ukraince Rusça’dan kurtulmadıkça sömürü sürecek

”Ukreince” ve ”Ukraynaca” tabirinin kullanımındaki görüş ayrılığında Biletska’ya katılan Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aydıngün, konunun sosyolojik ve siyasi boyutlarına dikkat çekti.

Aydıngün, değerlendirmelerinde yer verdiği bilimsel çalışmalardan örneklendirmeler yaparken, ”Bazılarına göre Rusça, Ukrayna’nın sömürge geçmişini temsil etmektedir, dolayısıyla Ukraince Rusça’dan kurtulmadıkça sürmekte olan sömürgeden kurtarılamayacaktır.” ifadelerine yer verdi.